Öğrenilmiş çaresizlik, bireylerin sürekli başarısızlık ve kontrolsüzlük deneyimleri sonucunda, durumlarını değiştirme konusunda yetersizlik ve umutsuzluk hissettikleri psikolojik bir durumdur. Bu kavram, ilk kez Martin Seligman ve Steven Maier tarafından 1967 yılında yapılan deneylerle ortaya konmuştur. Öğrenilmiş çaresizlik, depresyon, anksiyete ve düşük benlik saygısı gibi birçok psikolojik bozuklukla ilişkilidir ve bireylerin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir.

Öğrenilmiş Çaresizlik Nedir?

Öğrenilmiş çaresizlik, sürekli olarak kontrol dışı ve kaçınılmaz olumsuz olaylara maruz kalan bireylerin, daha sonra karşılaştıkları farklı durumlarda da aynı çaresizlik ve umutsuzluk duygularını yaşadıkları bir durumdur. Bu durum, bireylerin kendi eylemlerinin sonuçlar üzerinde hiçbir etkisi olmadığını düşünmelerine yol açar. Öğrenilmiş çaresizlik, kişinin problem çözme becerilerini ve motivasyonunu olumsuz etkileyerek, pasiflik ve umutsuzluk hissi yaratır.

Belirtileri

Öğrenilmiş çaresizliğin belirtileri genellikle üç ana kategoriye ayrılır: duygusal, bilişsel ve davranışsal belirtiler.

Duygusal Belirtiler
Umutsuzluk: Geleceğe dair umut ve beklentilerin kaybolması.
Depresyon: Sürekli mutsuzluk, üzüntü ve boşluk hissi.
Anksiyete: Yoğun kaygı ve korku hisleri.
Bilişsel Belirtiler
Düşük Benlik Saygısı: Kendine olan güvenin ve inancın azalması.
Negatif Kendilik Algısı: Kendini değersiz, yetersiz ve beceriksiz hissetme.
Karar Verme Zorlukları: Karar verme ve problem çözme süreçlerinde yaşanan güçlükler.
Davranışsal Belirtiler
Pasiflik: Aktif olarak çözümler aramak yerine duruma boyun eğme.
Motivasyon Eksikliği: Hedeflere ulaşma ve yeni şeyler deneme konusunda isteksizlik.
Sosyal Çekilme: Sosyal aktivitelerden ve insanlardan uzak durma.

Nedenleri

Öğrenilmiş çaresizliğin nedenleri, bireysel deneyimler, çevresel faktörler ve biyolojik yatkınlıklar gibi çeşitli unsurları içerebilir.

Bireysel Deneyimler
Travmatik Olaylar: Şiddet, istismar veya büyük kayıplar gibi travmatik deneyimler.
Sürekli Başarısızlıklar: Tekrarlayan başarısızlıklar ve kontrol edilemeyen durumlar.
Çevresel Faktörler
Aile Dinamikleri: Aşırı denetleyici veya ilgisiz ebeveynlik, çocukların kendi becerilerini geliştirmelerini engelleyebilir.
Toplumsal ve Kültürel Faktörler: Bireylerin üzerinde baskı oluşturan toplumsal normlar ve beklentiler.
Biyolojik Yatkınlıklar
Genetik Faktörler: Depresyon ve anksiyete gibi psikolojik bozukluklara yatkınlık genetik olabilir.
Beyin Kimyası: Nörotransmitter dengesizlikleri, bireylerin stresle başa çıkma yeteneklerini etkileyebilir.

Tedavi Yöntemleri

Öğrenilmiş çaresizliğin tedavisi, genellikle psikoterapi, ilaç tedavisi ve kendi kendine yardım stratejilerini içerir.

Psikoterapi 
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Bu terapi yöntemi, bireylerin olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmelerine ve daha sağlıklı davranışlar geliştirmelerine yardımcı olabilir.
Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT): Bireylerin stres ve olumsuz duygularla başa çıkma becerilerini artırarak, değerlerine uygun hedeflere ulaşmalarını destekler.
Maruz Bırakma Terapisi: Korku ve kaçınma davranışlarını azaltmak için bireyleri kontrollü bir şekilde stresli durumlara maruz bırakır.
İlaç Tedavisi
Antidepresanlar: Depresyon ve anksiyete belirtilerini hafifletebilir.
Anksiyolitikler: Anksiyete seviyesini düşürerek, bireylerin daha rahat karar vermelerini sağlar.
Kendi Kendine Yardım Stratejileri
Mindfulness ve Meditasyon: Bu teknikler, bireylerin mevcut anı deneyimlemelerine ve kaygılarını azaltmalarına yardımcı olabilir.
Pozitif Düşünce ve Onaylama: Olumsuz düşünce kalıplarını pozitif düşüncelerle değiştirmek, bireylerin kendine olan güvenini artırabilir.
Fiziksel Aktivite: Düzenli egzersiz, stres seviyelerini azaltarak ruh halini iyileştirebilir.
Destek Grupları
Grup Terapisi: Benzer deneyimleri paylaşan bireylerle grup terapisi, duygusal destek ve deneyim paylaşımı sağlar.
Destek Grupları: Öğrenilmiş çaresizlikle mücadele eden bireyler için kurulan destek grupları, bireylerin yalnız olmadıklarını hissetmelerine yardımcı olabilir. 

Öğrenilmiş çaresizlik, bireyin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen ve profesyonel müdahale gerektirebilen bir durumdur. Bu psikolojik durum, bireysel deneyimler, çevresel faktörler ve biyolojik yatkınlıkların bir kombinasyonundan kaynaklanabilir. Tedavi yöntemleri arasında psikoterapi, ilaç tedavisi, kendi kendine yardım stratejileri ve destek grupları bulunur. Bu yöntemler, bireylerin öğrenilmiş çaresizlikle başa çıkmalarına ve yaşam kalitelerini artırmalarına yardımcı olabilir. Öğrenilmiş çaresizliğin üstesinden gelmek, bireylerin kendi potansiyellerini fark etmelerini ve daha tatmin edici bir yaşam sürmelerini sağlayabilir.

Metta Psikoloji Ekibi

*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.