Neden erteliyoruz? Nasıl ertelemeyebiliriz?
Bu yazıyı okumayı ertelemek istersiniz, yazının son kısmı yer alan ‘Ertelemeyi azaltmak için neler yapabiliriz?’ bölümüne göz atmanızı öneririm.
Hepimiz sık sık bir şeyleri erteliyoruz. Hatta ertelediklerimiz her zaman yapmamız gereken işler de olmuyor, bazen seveceğimizi düşündüğümüz bir kitabı okumayı, bir filmi izlemeyi bile erteleyebiliyoruz. Peki, neden?
Tüm insanların ortak olduğu bir davranış erteleme davranışı. Tarihi de modern dünyadan çok daha öncesine dayanıyor. Antik yunan filozofları ertelediğimiz davranışları tanımlamak için ‘Akrasia’ kelimesini kullanmışlar. Akrasia, kendi kararlarımıza karşı hareket etme durumu, yapmamız gerekenler yerine başka şeyleri yapmak olarak tanımlanıyor. Modern dünyaya baktığımızda da erteleme konusunda çok fazla şeyin yazılıp çizildiğini, pek çok araştırmanın yapıldığını görüyoruz. Knaus ertelemeyi, zamanında yapılması gereken ve önceliği olan bir işi gereksiz yere geciktirme ya da son ana bırakma olarak tanımlarken; Lay ertelemeyi, tipik olarak tamamlanması gereken işleri irrasyonel olarak erteleme eğilimi olarak tanımlıyor. Solomon ve Rothblum’a göre ise erteleme davranışı bilişsel, duygusal ve davranışsal boyutlardan oluşan kompleks bir durum.
Erteleme hakkında pek çok tanımlama yapıldığı gibi pek çok kategoriye de ayrılmış. Bu kategorilerden bazıları; kararları erteleme, kişilik özelliği olarak erteleme, rutin işlerde erteleme, kaçınmacı erteleme, durumsal erteleme ve akademik erteleme olarak kabul ediliyor. Kategoriler birbirinden çok keskin sınırlarla ayrılmadığı için araştırmalar genellikle iki tip erteleme üzerinden yapılıyor; kişilik özelliği olarak erteleme ve akademik (durumsal) erteleme. Kişilik özelliği olarak erteleme 'bireyin bir işi ağırdan alarak ertelemeye yatkın olması’ olarak tanımlanır. Bu erteleme türü genel ya da kronik olabilmektedir. Bireyin bir işi başlatmasına ya da bitirmesine engel olacak bir şekilde ertelemeyi alışkanlık haline getirmiş olması olarak özetlenebilir. Akademik erteleme ise bireyin erteleme davranışının yaşamının tek bir alanında olmasıdır.
Neden Erteliyoruz?
Araştırmalar erteleme davranışıyla; öz düzenleme, görevden kaçma, öz yeterlilik ve anksiyete,
motivasyon, zaman yönetimi, çalışmaya ve öğrenmeye yönelik olumsuz tutum, konsantre olma güçlüğü, akademik başarı, benlik saygısı, mükemmeliyetçilik, görev zorluğu, özdenetim, kontrol odağı ve cinsiyet arasındaki anlamlı ilişkileri incelemektedir. Cinsiyetin erteleme davranışına etkisi üzerindeki araştırmalar farklı sonuçlar verse de diğer değişkenlerle erteleme arasında anlamlı bir ilişki olduğunu biliyoruz. Erteleme davranışına sebep olan bir diğer değişken de kişilik. Farklı kişilik tiplerine sahip olmak, ertelemeye olan yatkınlığımızı belirleyen unsurlardan bir tanesi.
Aslında literatüre baktığımızda ertelemenin sebebinin net olarak bilenemediğini görüyoruz. Çünkü erteleme davranışının kronik ya da duruma özgü olarak kişiden kişiye göre değişen pek çok sebebi olabilir. Eğer bir kişinin kronik erteleme sorunu var ise bunun altında psikolojik süreçler olduğu, fakat duruma özgü erteleme sorunu var ise yukarıda bahsedilen sebeplerden herhangi birinin veya birkaçının etkili olabileceği savunulmaktadır. Karakterimize, bilişsel becerilerimize, kendimizle ilgili düşüncelerimize, çevreyle ilgili algılarımıza, şemalarımıza, düşünme şeklimize ve daha pek çok psikolojik sebebe dayandırılan erteleme, insanı tanıma ve anlama çabasıyla birlikte psikolojide de üzerine fazlaca yazılıp çizilen bir konu olmuştur.
Ertelemenin ‘Analizi’
Psikanalitik kuramcılar erteleme nedenini kaygıdan kaçınma davranışı ile açıklarken, bilişsel davranışçı ekolü takip edenler, ertelemenin kişilerin sahip olduğu akılcı olmayan/mantık dışı düşüncelerden ya da inançlardan kaynaklandığını düşünürler. Davranışçı görüşü benimseyen kuramcılar ise ertelemeyi, kişilere kısa dönemli haz sağlayan öğrenilmiş bir davranış olarak tanımlarlar.
Erteleme davranışı ilk olarak psikanalitik kuram tarafından incelenmiştir. Psikanalitik kurama göre erteleme, egonun tehdit edici durumlardan korunmak amacıyla kullandığı bir kaçınma davranışıdır. Yüksek kaygılı insanlar bu yola daha çok başvuracaklardır. Kişiler düşük yeterlilik/yetersizlik hissettiği durumlarda, kaygı geliştirmeye ve erteleme davranışı göstermeye daha açık olacaklardır. Araştırmacılar benlik saygısı ile erteleme davranışı arasında da bir ilişki ortaya koymuşlardır. Bir göreve başlama ya da tamamlamayı geciktirmede erteleyiciler, başarısızlıktan, performans ve yeteneklerinin değerlendirilmesinden de kaçınıyor olabilirler. Hem sosyal hem de benlik saygılarını korumak için ertelemeye başvurabilirler. Düşük benlik saygısı olan ya da kendine düşük güveni olan bireyler, yüksek benlik saygısı olanlara kıyasla ertelemeye daha yatkın olurlar.
Erteleme davranışı, kişinin benlik saygısını korumak amacıyla başvurmuş olduğu bir yöntemdir. Kişi bu yöntem ile, olması gerekenden farklı bir benliğe sahip kendisi için ideal bir benlik yaratmış olur ve gerçek benliğinden bir süreliğine uzaklaşır. Yapması gereken görevlerde, kişinin benlik saygısını farklı bir şekilde yorumlaması başarısız olmasına yol açabilir.
Erteleme süreci, kişinin asıl yeteneklerini sınırlandırmış olur (Bu noktada bazı kişiler için self sabotajın geçerliliği sorgulanabilir.). Bu durum özyeterlilik kavramıyla ilişkilendirilir. Özyeterlilik motivasyon ile ilişkilendirilir, motivasyon ise içsel ve dışsal olması bağlamında erteleme davranışının tetikleyicisi olabilir. Motivasyon kaynakları dışsal olan bireylerin ertelemeye daha yatkın oldukları kanıtlanmıştır. Araştırmalara göre yeterli motivasyon ve yeteneğin var olması özyeterliliği besleyecek bu da ertelemeyi azaltacaktır.
Diğer Yaklaşımlar
Bilişsel davranışçı kurama göre erteleme bilişsel bir sorundur. Erteleyen insanların, çalışmaları, çalışma şartları, çalışma süreçleri ve çalışmalarının sonuçlarıyla ilgili gerçekçi olmayan düşünce ve inançları vardır. Gerçek dışı inançlar, kaygı, mükemmeliyetçilik, başarısızlık korkusu gibi değişkenler ile erteleme davranışı arasında anlamlı bir ilişki olduğu bilinmektedir.
Kaygı kavramı, erteleme davranışına hem neden olan hem de bu davranışın sonrasında ortaya çıkan bir durumdur. Erteleme davranışındaki kaygı durumları incelendiğinde, benlik saygısı ile kaygı arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Özellikle akademik erteleme davranışında kaygı önemli bir yordayıcıdır. Aynı zamanda kaygı ertelemeyi pekiştirici konumdadır. Kaygı yaratan işler ertelenerek oluşacak olan kaygı kısa süreliğine de olsa uzaklaştırılmış olur ve bu döngü zamanla pekiştirici bir hal alabilir.
Erteleme eğilimi ile rasyonel karar verme ve düşünme stili arasında anlamlı düzeyde negatif ilişki; bağımlı, kaçıngan ve dürtüsel karar verme stilleri ile anlamlı düzeyde pozitif bir ilişki olduğu bilinmektedir. Öğrenilmiş çaresizlik ile erteleme davranışı arasında da anlamlı bir ilişki olduğu bilinmektedir.
Duruma özgü erteleme davranışında amaç belirlememenin, zamanı etkili kullanamamanın, yeterli güdülenme olmamasının ve son anda gerçekleştirilen görevlerin takdir görmesi ile bu davranışların pekişmesinin etkili sebepler olduğu kabul edilmektedir. Bunun yanı sıra başarısızlık korkusu, risk alma, mükemmeliyetçilik, kontrol edilmeye karşıt olma, zahmetsiz sonuç alma ve işlerin zor-karmaşık olması gibi faktörler de ertelemenin nedenleri arasındadır.
Yazının neden erteliyoruz kısmında ve yaklaşımların incelendiği bölümde ele alınan sebepler, diğer yaklaşımların da erteleme davranışı ile ilgili öne sürdüğü sebepleri kapsamaktadır.
Ertelemeyi Azaltmak İçin Neler Yapabiliriz?
İnsanların zor olduğunu düşündükleri bir görevi erteleme ihtimallerinin daha yüksek olduğu kabul edilmektedir. Aynı zamanda bireylerin başarma inançları yüksek olan görevleri başlama ve bitirme süreçlerinde erteleme davranışının çok az görüldüğü de bilinmektedir. Bu durumda, kişilere yapabilecekleri görevler vererek hem yapabilirim inancını güçlendirip hem de hedeflenen göreve kademeli bir şekilde ulaşması sağlanabilir. Başarabilirim inancının gelişmesiyle, benlik algısı da güçlendirilmiş olacaktır. Benlik algısını güçlendirmeye yönelik çalışmalar kişinin gerçek dışı düşüncelerini de etkileyeceğinden ötürü erteleme davranışını azaltacaktır. Yetkin hissetme ile de erteleme davranışının azaldığı bulgulanmıştır. Kişilerin düşüncelerini ve görevlerini kendilerini daha yetkin hissedebilecekleri şekilde düzenlemek de hem benlik saygısını arttıracak hem de erteleme davranışını azaltacaktır.
Motivasyonun yüksek olduğu durumlarda erteleme davranışı azalmaktadır. Ertelediğimiz görevler için kendi motivasyonlarımızı bulmak ve listelemek erteleme davranışını azaltacaktır. Ertelemeyi azaltmak için motivasyon kaynaklarımızı mümkün olduğunca içsel kaynaklardan seçmeliyiz.
Problem çözme ve rasyonel düşünme becerilerini arttırmaya yönelik çalışmaların ertelemeyi azalttığı bilinmektedir. Akademik ertelemeyi azaltmak için eğitim kurumlarında öğrencilere yönelik, rasyonelliği arttıracak atölyeler düzenlenebilir.
Kaygı düzeyini nötrlemek ve kaygının temelindeki inanca ulaşıp, o inancı düzenleyebilmek önemli düzeyde erteleme süreçlerine etki edecektir. Kaygı düzeyi yüksek olan kişilere, kaygı azaltıcı nefes ve meditasyon egzersizlerini düzenli olarak yapmaları önerilir. Akademik kurumlarda öğrenci ve eğitmenlere yönelik kaygı yönetimi atölyeleri yapılabilir.
Mükemmeliyetçilik, zaman yönetimi becerileri gibi etkenler üzerine çalışmalar yapılması ve psikolojik danışmanlık hizmetleri sağlanması da erteleme davranışını azaltmaktadır.
Erteleme davranışlarını not almak, erteleme günlüğü oluşturmak, süreci rasyonalize etmeyi kolaylaştıracağı için erteleme davranışını azaltabilir. Ancak asıl etkili olan yöntem, erteleme günlüğünüzdeki görevler ile içsel motivasyon kaynakları hakkında yapacağınız çalışmayı birleştirmek olacaktır.
Erteleme davranışından ötürü suçluluk duymak, özyeterliliği ve benlik saygısını zedeleyici olduğundan suçluluk duygusunu affetme ile değiştirmenin öz şefkat ve farkındalığı sağlayarak erteleme davranışını azaltacağı öngörülmektedir.
Ertelenmeyen görevler için ya da başlangıçta ertelenen ama sonra bitirilen görevler için ödüllendirme yapmak, ertelemeyi azaltan bir pekiştireç olacaktır. Üstelik kişinin kendini ödüllendirmesi öz ilişkilerini de besleyici olacaktır.
Erteleme davranışı, başka insanların etkisine açıksa, görevler diğer kişilerle paylaşılarak erteleme azaltılabilir. Kişi başkasının bildiği bir görevi ertelemekten çekinebilir.
*Erteleme davranışınız kronik ise ve hayatınızın işlevselliğini etkiliyorsa profesyonel bir destek almanız önerilir.