Danışan M.Y kliniğe geldiğinde sessiz, kendi kabuğuna çekilmiş ve yorgun bir haldeydi. Daha ilk cümleden itibaren sıklıkla kendisini başarısız ve yetersiz hissettiğini söylüyordu. Dış görünümünü beğenmediğini, boyunun çok kısa olduğunu ve daha önce bunları nasıl fark etmediğini de. Kendini hiç beğenmiyor ve güçsüz görüyordu.

Seanslarımız devam ederken M.Y'nin ne kadar zamandır böyle hissettiğini sorduğumda eşi fiziksel özelliklerinden, zekasından başarısızlıklarından bahsetmeden önce bu kadar yetersiz olduğunun farkında olmadığını söyledi.

Evliliklerinin ilk yıllarında fazlasıyla mutlu olduğunu her zaman onu düşünen, sürprizler yapan bir eşi olduğunu fakat zamanla durumun değiştiğini ve artık eşini tanıyarnadığını söyledi. Eşi, aruk başkalarının yanında ya da yalnızken olur olmaz şeyler için bağırıp çağırmaktan hatta ona hakaret etmekten çekinmiyordu. Danışanımsa ne yaparsa yapsın ona kendini beğendiremiyordu. Eşinin bu tutumu sadece kendisine değil çocuklarına karı da benzer şekildeydi. Eşi ile bu tavrı hakkında konuşmak istediğinde ise asla kabul etmiyor ve eleştirilmek onu öfkelendiriyordu.

Son dönemde giderek artan bir bajkz davranışı ise luskançlıktı. M.Y'ye göre akıl almaz sebeplerle onu kıskanıyor ve sadece bu sebepten kavga ediyorlardı

Daruşan bahsettikçe eşinden narsist bir birey olma ihtimali üzerinde düşünmeye başladım. M.Y'nin eşiyle bir Ilinik görüşme yapılmadığı için kesin bir tanıdan bahsetmek mümkün değildi. Fakat danışanın anlattıklarından yola çıkarak yaptığım değerlendirmede büyük ölçüde tipik bir narsist kişilik bozukluğu vakası ile karşı karşıya olduğumuzu düşünmekteydim.

Peki narsist kişilik bozukluğu nedir ve belirtileri nelerdir?

Son yıllarda sıkça duyduğumuz Narsizim; kişinin kendini biricik gördüğu, kendini fazlasıyla beğendiği ve diğer insanlardan üstün olduğunu düşündüğü bir kişilik bozukluğudur. Bu bozukluğa sahip bireyler üstünlük duygusunu oldukça fazla yaşarlar. Üstün hissedebilmek için takdir edilmek isterler ve bundan dolayı başarılarımı ve sahip olduklarımı abartma eğilimindedirler. Herkesin kendisini kıskancıklarına inanırlar.

Onlara göre diğer insanlardan daha zeki, güzel ve başarılıdırlar. Bu sebeple kendilerini diğer insanlardan daha özel algılarlar. Etraflarındaki insanlar adeta ona hizmet etmek, onu övmek ve üstün karakterinin hakkımı vermek için yaratılmışlardır. Eleştiriden nefret ederler.

Bu insanlar asla hata yapmadıklarına inanır. Yanlışı yapan hep başkalarıdır. Yaşamlarını sürdürebilmeleri için sıklıkla yalana başvururlar. Kendilerini ve her şeyi olduğundan farkı görme ve gösterme eğilimindedirler.

Damşan başlarda eşinin hiç de böyle biri olmadığını, aksine M.Y'yi çok düşündüğünü ona hep özel hissettirdiğini ve sürprizler yaptığını ifade etmektedir. Bu durumun nedenlerinden biri de narsist bireylerin kendilerini yüceltmek için partnerlerine gösterdikleri yanıltıcı ilgidir. Zaman zaman yakınlarını da överler ancak tahmin edilenin aksine yakınları bu övgüyü sadece onun yalanı oldukları için hak ederler, çünkü yakınları dahil hiç kimse onun kadar iyi değildir. Olamaz da..

Narsist kişilik bozukluğuna sahip kişilerin. hayatlarının merkezinde sadece kendileri vardır ve çevrelerindeki kişilerin hayatlarının merkezinde de yine kendileri olmak isterler. Bunun için yakın çevresine önce çok ilgili davranır ve anlayışla yaklaırlar. Güven kazandıktan sonra da gösterdikleri ilgiyi geri çekip aşağılamaya başlarlar. Ancak bu süreklilik gösteren bir süreç değildir. İhtiyaç duyduklarında yine ilgi ve sevgi gösterir ama sonra yine hakaret etmeye ve aşağılamaya başlayabilirler. Bu yüzden böyle insanlarla yaşamak bir sinir harbine benzer.

M.Y ile devam eden seanslarımızda kendisinin öz şefkatine, farkındalığına ve özgüvenine odaklandık. Kişinin çarpık düşünceleri üzerine konuşarak gerçekçi olmayan düşünceleri ve inançları yeniden yapılandırmasını sağladık.

Eşinin onda yarattığı yetersizlik, başarısızlık ve beğenilmeme hisleri ile ilgili danışanda farkındalık oluşturarak kendisinin gerçek özellikleri ile yüzleşmesini ve yeniden kendini tanımasını sağlamaya çalıştık. Böylece eşinin manipülasyonlarına inanmama sürecini de başlatmış olduk.

Narsist kişilik bozukluğuna sahip bir bireyle yaşarken dikkat edilmesi gereken en önemli konu onun taleplerine "hayır" diyebilmek ve sınır koyabilmektir.

Her bireyin özel ve eşsiz olduğunu ve herkesin en az diğeri kadar değerli olduğunu unutmamalıyız. Kendinize Benim yapabileceklerim nelerdir ve bunları yapmak beni memnun eder mi?" sorusunu sorabilirsiniz. Böylece isteklerimiz, hayallerimiz ve yeteneklerimizi fark etmek konusunda yol alabiliriz.

Yakınlarınız arasında bu özelliklere sahip olduğunu düşündüğünüz biri varsa, sizi yetersiz, güçsüz hissettirmesine izin vermemelisiniz. Size hiç kimsenin böyle hissettirmeye hakkı yok Bu duyguları hissetmemek için öz değerinizin farlanda olmalısınız. Öz değerinin farkında olan bir birey gerçekçi ve yapıcı eleştirilerle, başkalarının olumsuz yargılarını birbirinden ayırabilir Hayatınızda narsist kişilik bozukluğuna sahip olduğunu düşündüğünüz birey/bireyler varsa onlar tarafindan baskıya, haksızığa uğradığınızı düşünüyorsanız dikkatle gözlem yapmalı ve yılan etkilerinden kendinizi korumaya çalışmalısınız. Maruz kaldıklarınızı fark etmek, korunmanın ilk aşamasıdır.

Psk. Elifnaz Yedekçi

*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.