Varlığı indirgemek çağlar boyu özellikle bazı fikir akımlarının yegane amacı olmuş. Deterministler olağan çabayla tüm oluşun belirli bir nedensellik içinde gerçekleştiğini ispat etmek için varlığa epey yakından bakmayı araç edinmişlerdir.
Bu kadar yakından bakınca protonların kainatın bazı yasalarına tabii olarak hareket ettiği kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda dururken, protonun bunu yaparken erekselliği pek kayıtlara geçememiştir. Burada determinizm bu paradoksal duruma gaipten gelenler olarak köşeye kaldırır ve yüzlerine bakmaz yine ayan beyan ortada olanlarla devam eder.
Bu durumda dışlanan bu parçalar bizi huzursuz etmeye devam eder ve yine çözülememiş bir yığın şeyle kalakalırız. Deterministlerin en sevdiği örnek olan “taşı atınca yere düşer” önermesine baktığımız zaman kainatın yasalarına işaret ettiği ortadadır. Taşın yere düşmesinde protonun yer çekimi ile etkileşime girmesi kaçınılmaz ise protonun özgür iradesiyle yere düştüğünü ifade etmesinin ironik olacağına vurgu yapılmaktadır.
Peki insan denen bunca komplike canlının her hareketini açıklamaya yetecek belirli tabiat kanunlarından söz edemiyorken tüm varoluşu bu yasaların kurbanı olan, her ediminin kendisinden üst mercilerce yönetilen edilgen bir yere indirgemenin sonuçları bizi nereye götürür? Eylemlerimizin sorumluluklarını almaktan uzaklaşacağımız bir yerde konumlanmanın bize getireceği konfor bu görüşün altına sığınmak için oldukça cezbedicidir.
Bu görüş, insanın biyopsikososyal bir canlı oluşunun sadece biyolojik kısmını ele alması bakımından diğer yanlarına dair güdük kalan bir izahla insanın bütünselliğini gözden kaçırmaktadır. Bilimin rölatif yapısı her zaman bilinemeyenlere kucak açarken insanın dogmatik yapısı bazı bulguları diğerlerinden daha itibarlı göstermeye meyillidir.
Kavramlaştırmaya olan hevesimiz ile formülize ettiğimiz varoluş sınırlı algı engelimize takıldığında her seferinde galip gelmektedir. Aşkı dopamine, insanı trilyonlarca hücreye indirgemenin bizi tatmin etmemesi gibi özgür iradenin de protonlarımıza indirgenmesi daha etraflı bir bakışla ikna edici durmamaktadır.